Eğimli Saha, Kayan Oyuncular ve Okan Buruk…
Bir yandan siyah-beyaz zebra desenli formalı Beşiktaş, ‘Bu kez de biz şanslı günümüzdeyiz!’ diyerek sahaya fırladı. Galatasaray ise bir ara işi gücü bırakıp, sandalyelerle oturma düzeni mi kursak acaba havasına büründü. 23. dakikada Rafa Silva, ‘Vay canına bu gol bizden çıkar’ derken, sahanın ortasında Michael Jackson misali kayıp estetik bir gole imza attı.
Ardından Galatasaray, 10’a düşerek sahada “Az ama öz insan da güçlü olur” felsefesiyle yoluna devam etti. Torreira, aniden ‘Ben de Vuruş Yapabilirim’ adlı başyapıtını sahneye koydu. Ancak Üründül, Okan Buruk’a ‘Kaptan, tüm bu şamata arasında elinde kazma kürek, kale önünde direnişe geçilir mi?’ diye seslenmeden edemedi. Çift santrforla sahada yürümeye kalkıp, “Ağzı bozuk düğün konvoyu gibi” karmaşaya sebep olan Okan Buruk, elbette bu senaryonun asıl yazarı olarak kayıtlara geçti.
Beşiktaş ise bu paintball sahasına dönen derbide, İmparator Penguen edasıyla rakibini devirdi ama telaştan topa yanlış yöne vuran futbolcularla doluydu. Sonunda şansa moral getiren golle, ‘Ah be Gedson! Az daha enerjik olsaydın da Arka Sokaklar’a konuk olsaydın’ dedirtti. Bir yandan Paulista, yarı yarıya iyi, Gedson ise galibiyet balmumu heykelcilik ödülüyle gönüllerde taht kurarken, Galatasaray’ın ince ayar bekleyen yıldızları ise sahaya fotoğrafsız çıktılar. Eh, derbi böyle olur da gülistan olmaz mı?