Derbi Günü Evde mi Kalmalı, Maça mı Gitmeli? …
Ah, Fenerbahçe ve Galatasaray… Türk futbolunun en eski ve en eğlenceli dizisi gibi! 116 yıldır birbirlerine futbol topuyla savaşıyorlar ve şimdilerde 402. bölümle karşımıza çıkıyorlar. Derbi heyecanı RAMS Park’ta yaşanacak, ama siz bu iki büyük takımın geçmiş mazilerini merak ettiniz mi?
Efendim, her şey 17 Ocak 1909’da başladı; Galatasaray, Fenerbahçe’yi 2-0 yenip cümle aleme “Biz geldik, dikkat edin” dedi. Fenerbahçe ise ilk zaferini 5 yıl sabredip, soğuk bir kış günü 4-2’lik skorla aldı. O aralar, Fenerbahçe “Kim gol atsın, nasıl atsın?” diye düşünürken, Hasan Kamil Sporel çıktı ve “Merhaba Galatasaray” dedi.
Tarihte “Bir Dakikalık Derbi” bile yaşandı. Şanlıurfa’da oynanan TFF Süper Kupa mücadelesi tarihe geçmiş kısa film gibi, bir dakika sürüp bitti. Unutulmaz dakikada Icardi gol atarken, Fenerbahçe yönetimi “Biz buradayız!” deyip takımı sahadan çekti.
Yıllar içinde bazı maçlar şemsiye altında izlendi, bazıları ise 70 bin 125 kişi tarafından alkışlandı! Rekorlar kırıldı, seyir zevki yaşandı. Büyük Zeki Rıza Sporel topu art arda ağlarla buluştururken, Fenerbahçe rakibi karşısında tarih yazdı.
Ama asıl tarihe geçen olaylar köşesinde Cafer Çağatay’ın “Penaltı mı? Al Ulvi, senin olsun” diyerek bilerek kaçırdığı penaltıyı unutmamak gerek. Derbide çılgınlık sınır tanımıyor; bir meşhur maçta oyuncular sahada kung-fu yaparken, seyirciler “Çaktırmayın, böyle aksiyonlu maç izlememiştik” dedi.
Gelin-kaynana gibi birbirine sataşan iki takımın seyirci rekorları, stadların dans pistine dönüşmesi, ve daha nice eğlenceli hikayeleri var. Bir zamanlar aynı evde kalan iki takım oyuncuları belki de bugün tekrar eve dönüp “Acaba kahveyi kim yapacak?” diye düşünebilirler.
Öyle ya da böyle, bu derbide her şey mümkün. Eski çamlar bardak oldu, kim bilir bu derbiden sonrası belki yeni Fenersaray hikayeleri çıkar! Böylece evin içinde futbol izleyip, ESRA erkeğe çay yap diyecek, EMRE ise “Ama ben futbol oynayacağım” diyecek!